Yırtınıyoruz ya bulduk diye. Yağışa neden olan olayın arkasında Sahra tozu ile birlikte gelen organik fraksiyon var diye. Toprağı sulamak fikrine alıştınız ama suyu yani bulutu topraklamak lazım diye. İşte Bu çırpınmalarıma karşın bu işin bilimini yapanlar burun kıvırırken onların ilahları olan yabancı bilim adamları aşağıdaki yayını yaptı. Özetle toplanan kar içerisinde bulunan bakterilerin bulut içerisindeki çekirdek rölü mü oynadığı hakkında görüşler ileri sürülüyor ve eğer bu doğru ise çok daha sıcak bulutlar içerisinde de bakterilerin bulut çekirdeği rolu oynayabileceği hakkında fikirler öne sürülüyor. Yayının tercüme özeti bu. Bilimini yapanlar okurlarsa anlarlar ve de bana karşı yükselttikleri sesi biraz kısarlar umarım. Elbette bana diyecekler ki e sen böyle söylemedin. Toz dedin. Yok ben hep Sahra çölü ve organik fraksiyonu dedim, anlamadılar. Patent başvurusu da yaptığımız için her şeyi apaçık ta anlatamadık elbette. bana hep ABD’li bilim adamları yaptı olmadı boşa abesle iştigal etme, umut taciri olma, sen kendi işine bak dediler. Ama beyler bana itibar etmezken abiler etmiş baksanıza. Ya ne olur şu başımıza çorap ören takıntıları, türbanları örtüleri yırtalım geçelim. Bakınız neler var başımızın üzerinde. Bulut fabrikaları, gelin onu çalıştıralım, iş orada yoksa başın altına indiniz mi olanları hep beraber görüyoruz.
İnanmayanlar gitsin okusun. Kutsal kitabımızda….. ikinci sure olan Bakara suresinde (22) Allah yeryüzünü sizin için döşek yaptı, göğü de bina kıldı. Gökten yağmur indirerek yemeniz için ürünleri meydana getirdi. Artık siz de bile bile Allah’a birtakım şeyleri eş koşmayın, der.
Kuran’da Allah’a eş koşulmaması ilk defa burada bahsedilmekte ve Allah’ın gücüne en güzel örnek olarak “gökten” inen yağmurun meydana getirdiği ürünler delil olarak verilmektedir. Yani bu kadarönemlidir yağmur! anlayana.
Sahradan tozlar ancak rüzgarlar ile geliyor ve bu tozların bereketli yağmurlara neden olması için gündüz vakti bulut ile buluşması ve daha sonra yağmur ile yere inmesi gerekmekte. Gelin şimdi bakalım Kuran ne demiş..
A’raf suresi (54) ayet. “Şüphe yokki, rabbimiz öyle bir Allah’tır ki gökleri ve yeryüzünü altı günde yaratmıştır. Sonra da arşa hakim olmuştur. Geceyi durmadan takip eden gündüze, gecenin örtüsünü örter. Güneş ay, yıldızlar O’nun fermanına tabidir. İyi bil ki yaratmakta buyurmakta O’nundur. Alamlerin Rabbi Allah’ın şanı ne kadar yüksektir. (55)… Süphesiz Allahın rahmeti iyi davrananlara yakındır (57) Rahmetinden önce, müjdeci olarak rüzgarları gönderen Allah’tır. Rüzgarlar, yağmur yüklü bulutları yüklenince onları ölmüş bir ülkeye gönderir. Yağmur yağdırır ve onunla her türlü ürünü yetiştirir. Ölüleri de işte böyle diriltiriz. Düşünün de bundan ibret alın. (5 Rabbinizin izniyle iyi toprak bitki verir. Çorak yerden ise kavruk bitki elde edilir.
İşte biz şükreden millete böylece ayetlerimizi yerli yerince açıklarız.
İşte ben bu şükreden milletin ferdi olarak bu olayın sırrını çözdüm.
dahası da var bu bereket sadece gündüz yağışında gece olunca işler değişiyor ve ertesi güne kadar yağmur ilk andaki bereketini kaybediyor. Ve bu da bakın naslı yansıyor kutsal kitabımıza..
(13) numaralı Ra’d suresi ise daha da enteresan bir olaya işaret etmekte.(2) ayette………..(4) yeryüzünde hepsi de aynı su ile sulanan komşu topraklar, üzüm bağları, ekinler, bir köklü ve çift köklü hurma ağaçları vardır. Fakat lezzet bakımından bir kısmını, diğerlerinden üztün kılmışızdır. Şüphe yokki düşünen kimseler için bunda da ibretler vardır…..
Yağmur gece de gündüz de su ama biz gündüz yağmurunun farkını gösterdik… deneylerle de sabitleştirdik…Burada asıl önemli olan faydalı demir yani hemen kullanılması gereken demir.. saklanınca değerini yitiren demir..ondan da bahsedilmiş ve açıkça denmiş ki….
Hadit suresi (25) ayeti, “and olsunki biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik. İnsanlarınadaletle doğru muamele etmeleri onlarla birlikte kitap ve terazi (adalet) de idirdik. Bir de kendisinden hem bir sertlik hem de insanlar için faydalar bulunan demiri indirdik”.
Sert demiri hepimiz biliyoruz, insanlar için faydalı demir ise sadece gündüz vakti yağan yağmurdaki demir, işte faydalı demir bu sadece.
Faydalı olması için de hemen kullanılması şart bundan da bahsedilmiş ve denmiş ki..
Nahl süresi(16) 4. Ayette insanı bir damla sudan yaratmıştır. Böyle iken bir de bakarsın o da apaçık bir düşman kesilmiştir. (10) Yukarıdan size yağmur yağdıran o’dur. Ondan içersiniz.
Bir damla sudan hayat.. yağmurda oluşan amino asitleri biliyormuydunuz.. organik maddenin yapı taşları.. canlanmanın en basit anlatımı.. peki başka ne denmiş.. yukarıdan size yağmur yağdıran odur. ondan içersiniz.. hemen için denmiş DSİ ye verin o da barajları doldursun artısın belediyeler size getirsin satsın denmemiş, çünki hemen içeriseniz faydalı.. biraz bekletin işte size gece yağmuru faydasız yağmur değişik lezzetler..
ah başımızın üzer,ndeki örtüleri oynanan oyunları bir delebilsek neleri neleri yakalayacağız…
ben mi nasıl buldum bunları Atatürk Türkiyesinin laik düşünceler ile yetiştiridiği bir fert olduğum için..ve de bana kutsal kitabımızda da emredildiği için, Kuran’ı anladığım için..sadece okuduğum için değil
Kutsal kitabımızı okurken iki çeşit anlayış var..
Bilen millet için ayetlerimizi apaçık anlatmışız.
şeklinde de her şeyin apaçık olduğunu farzederek de yaklaşabilirsiniz
veya benim baktığım şekli ile..
Şüphe yokki bunda akıl eden kimseler için dersler vardır.
Şüphe yokki bunda öğüt alan kimseler için ibret vardır.
şeklindeki anlayışla,
işte bunları bulmak ders almak, öğüt almak bana nasib oldu, umarım kullanabiliriz..
Kuran’ın güzelliklerini anlayınca nasılda ufkumuz açılıyor değil mi? Hodri meydan tartışalım bakalaım kim daha iyi anlamış yağmuru…